SAFFAT (DİZENLER) SURESI 0 - Rahman, Rahim Allah’ın ismiyle 1 - And olsun sıralar halinde dizenlere, 2 - İtekleyip sürenlere, 3 - Ve mesajı okuyanlara… 4 - Ki sizin Tanrınız birdir. 5 - Göklerin, yerin ve her ikisinin arasında bulunanların Rabbidir, doğuların Rabbidir. 6 - Biz en aşağıdaki göğü gezegenler ile süsleyip, 7 - Her türlü inatçı sapkına karşı bir koruma yaptık. 8 - Yüce topluluğu dinleyemezler; her yandan atılırlar. 9 - Kovulurlar; sürekli bir azabı haketmişlerdir. 10 - Bir söz kapan olursa, onu, delici bir ışın izler. 11 - Sor onlara, “Yaratılış bakımından onlar mı daha çetin, yoksa bizim yarattıklarımız mı?“ Onları yapışkan bir balçıktan yarattık. 12 - Sen hayranlık duyarken onlar alay ediyorlar. 13 - Kendilerine hatırlatıldığında öğüt almıyorlar. 14 - Bir delil gördüklerinde onu aşağılıyorlar. 15 - Derler, “Bu, apaçık bir büyüden başka bir şey değildir.” 16 - “Ölüp, toprak ve kemik olduktan sonra mı, biz mi diriltilecekmişiz?“ 17 - “Hatta bizden önceki atalarımız da mı?“ 18 - De ki: “Evet, hem de horlanarak.” 19 - O, bir tek dokunmadır. O zaman (kalkıp) bakınırlar. 20 - “Vay halimize!“ derler, “Bu Yargı Günüdür.” 21 - Bu, sizin yalanlamış olduğunuz karar günüdür. 22 - Zalimleri toplayın. Eşlerini ve, 23 - ALLAH’tan başka hizmet ettiklerini… Onlara cehennemin yolunu gösterin. 24 - Ve durdurun onları; sorguya çekileceklerdir. 25 - “Neden birbirinize yardım etmiyorsunuz?“ 26 - Hayır, o gün tümüyle teslim olmuşlardır. 27 - Dönüp birbirlerini sorgularlar. 28 - “Siz bize sağ yanımızdan yaklaşıyordunuz“ derler. 29 - Derler ki, “Aslında siz onaylamış kimseler değildiniz.” 30 - “Bizim sizin üzerinizde herhangi bir gücümüz yoktu. Aksine siz azmış bir topluluktunuz.” 31 - “Efendimizin hakkımızdaki sözü gerçekleşti, artık tadacağız.” 32 - “Biz azmıştık. Sizi de azdırdık.” 33 - Böylece, o gün onlar azapta ortaktırlar. 34 - Biz suçlulara böyle yaparız. 35 - Kendilerine “La ilahe illa ALLAH“ denildiğinde büyükleniyorlardı. 36 - “Tanrılarımızı deli bir şair için mi terk edeceğiz?“ diyorlardı. 37 - Doğrusu, o, gerçeği getirmiş ve elçileri doğrulamıştır. 38 - Siz elbette acı azabı tadacaksınız. 39 - Sadece yapmış olduklarınızın karşılığını görüyorsunuz. 40 - Kendilerini sadece ALLAH’a adamış kulları hariç. 41 - Onlar bilinen bir rızkı haketmişlerdir. 42 - Meyvelerle ağırlanacaklardır. 43 - Nimet bahçelerinde. 44 - Karşılıklı koltuklar üzerinde. 45 - Onlara pınarlardan doldurulmuş kadehler sunulur. 46 - Durudur, içenlere zevk ve lezzet verir. 47 - Onda ne başağrısı ne de sarhoşluk vardır. 48 - Yanlarında da, gözlerinin içine bakan güzel eşler… 49 - Korunmuş yumurtalar gibidirler. 50 - Birbirlerine dönüp soruşurlar. 51 - İçlerinden biri der ki, “Benim bir arkadaşım vardı.” 52 - “Şöyle konuşurdu, ‘Sen de doğruluyor musun?’ “ 53 - “ ‘Biz toprak ve kemik olduktan sonra mı, biz mi dirileceğiz?’ “ 54 - (Yanındakilere,) “Bakar mısınız?“ der. 55 - Baktığında, onu cehennemin ortasında bulur. 56 - “ALLAH’a andolsun, az kalsın sen beni de mahvedecektin“ der. 57 - “Efendimin nimeti olmasaydı, ben de şimdi seninle birlikte olurdum.” 58 - “(Sana göre), biz öldüğümüzde“ 59 - “İlk ölüm hariç, cezalandırılmayacaktık hani?“ 60 - İşte büyük zafer budur. 61 - Çalışanlar bunun için çalışmalı. 62 - Bu mu daha iyi bir duraktır, yoksa zakkum ağacı mı? 63 - Biz onu zalimler için bir test kıldık. 64 - O, cehennemin dibinden çıkan bir ağaçtır. 65 - Tomurcukları sapkınların başı gibidir. 66 - Onlar ondan yiyerek karınlarını doyuracaklar. 67 - Bunun üstüne onlar için cehennemi bir kokteyl vardır. 68 - Sonra dönüşleri yine cehennemedir. 69 - Onlar, atalarını sapık kimseler olarak bulmuşlardı. 70 - Ve onların izlerini körükörüne izliyorlardı. 71 - Kendilerinden önce de niceleri aynı şekilde sapmıştı. 72 - İçlerinden uyarıcılar göndermiştik. 73 - Uyarılanların sonunun nasıl olduğuna bir bak. 74 - Kendilerini sadece ALLAH’a adayan kulları hariç. 75 - Nuh bize seslenmişti de ne güzel karşılık vermiştik. 76 - Onu ve ailesini o büyük felaketten kurtarmıştık. 77 - Onun soyunu ise yaşattık. 78 - Ve biz onu daha sonrakiler için bıraktık. 79 - Tarih boyunca Nuh’a selam. 80 - Biz güzel davrananları işte böyle ödüllendiririz. 81 - O, bizim gerçeği onaylayan kullarımızdandı. 82 - Sonra diğerlerini boğduk. 83 - İbrahim onun bir kolundan idi. 84 - Efendisine tertemiz bir kalp ile gelmişti. 85 - Babasına ve halkına, “Neye hizmet ediyorsunuz?“ demişti. 86 - “ALLAH’ın dışında, uyduruk tanrılar mı istiyorsunuz?“ 87 - “Evrenlerin Efendisini ne zannediyorsunuz?“ 88 - Yıldızlara bir göz attı. 89 - “Bıktım, yoruldum artık“ dedi. 90 - Onlar da onu bırakıp gittiler. 91 - Sonra, tanrılarına yöneldi ve “Yemez misiniz?“ dedi. 92 - “Neyiniz var, neden konuşmuyorsunuz?“ 93 - Ve üzerlerine yürüyüp tüm gücüyle vurdu. 94 - Hemen ona doğru koşuştular. 95 - Dedi ki, “Yonttuğunuz şeylere mi hizmet ediyorsunuz?.” 96 - “ALLAH, sizi de ve yaptığınız şeyleri de yaratandır.” 97 - Dediler ki, “Onun için bir yapı kurun ve onu ateşe atın.” 98 - Onun için bir plan düşündüler, fakat biz onları altettik. 99 - Dedi ki, “Ben Efendime gidiyorum; O bana yol gösterir.” 100 - “Efendim, bana erdemli birini bağışla.” 101 - Biz de ona yumuşak huylu bir erkek çocuk bağışladık. 102 - Onunla birlikte çalışma çağına varınca, “Oğlum“ dedi, “Rüyamda seni boğazlamam gerektiğini görüyorum. Ne düşünüyorsun?“ “Babacığım“ dedi, “Sana emredileni uygula. ALLAH dilerse beni sabırlı bulacaksın.” 103 - Böylece ikisi de teslim oldu ve onu alnı üzerine yıktı. 104 - Kendisine, “İbrahim!“ diye seslendik, 105 - “Sen rüyanı uyguladın.” İyileri böyle ödüllendiririz. 106 - Gerçekten bu apaçık bir sınavdı. 107 - Ve biz ona fidye olarak büyük bir kurban verdik. 108 - Sonrakiler için onun tarihini koruduk. 109 - İbrahim’e selam olsun. 110 - Biz iyi davrananları böyle ödüllendiririz. 111 - O, bizim gerçeği onaylayan kullarımızdandı. 112 - Ona İshak’ı müjdeledik, erdemlilerden bir peygamber olarak. 113 - Ona da İshak’a da lütufta bulunduk. Kuşkusuz, ikisinin de soyundan hem iyi davrananlar var, hem kendisine zulmedenler. 114 - Biz Musa’ya ve Harun’a iyilikte bulunmuştuk. 115 - İkisini ve halklarını o büyük felaketten kurtardık. 116 - Onlara yardım ettik de üstün geldiler. 117 - Ve o ikisine apaçık anlaşılan kitabı verdik. 118 - Her ikisini doğru yola ilettik. 119 - O ikisinin tarihini sonrakiler için koruduk. 120 - Musa’ya ve Harun’a selam (barış) olsun. 121 - Biz, iyi davrananları işte böyle ödüllendiririz. 122 - O ikisi bizim gerçeği onaylayan kullarımızdandı. 123 - İlyas elçilerden biriydi. 124 - Halkına, “Erdemli olmayacak mısınız?“ dedi. 125 - En güzel Yaratanı bırakıp Ba’le mi hizmet edersiniz? 126 - ALLAH sizin ve geçmişteki atalarınızın Rabbidir. 127 - Onu yalanladılar; onlar hesaba çekileceklerdir. 128 - Kendilerini sadece ALLAH’a adayan kulları hariç. 129 - Sonrakiler için onun tarihini koruduk. 130 - İlyas ailesine selam olsun. 131 - İyi davrananları biz böyle ödüllendiririz. 132 - O bizim gerçeği onaylayan kullarımızdandı. 133 - Lut da elçilerden biriydi. 134 - Onu ve ailesini topluca kurtardık. 135 - Ancak geride kalan yaşlı kadın hariç. 136 - Sonra diğerlerini yok ettik. 137 - Siz yıkıntılarının yanından geçiyorsunuz; sabahleyin, 138 - Ve geceleyin. Aklınızı kullanmaz mısınız? 139 - Yunus da elçilerden biriydi. 140 - Dolu bir gemiye kaçmıştı. 141 - Karşı çıktı ve kayanlardan oldu. 142 - Balık onu yuttu, bundan o sorumluydu. 143 - (Tanrı’yı) anıp düşünmeseydi, 144 - Diriliş Gününe kadar onun karnında kalacaktı. 145 - Onu çöl gibi bir sahile attık, yorgun ve bitkin… 146 - Ve onun için orada geniş yapraklı ağaç yetiştirdik. 147 - Biz onu yüz bin veya daha çok kişiye gönderdik. 148 - Onayladılar, biz de onları bir süreye kadar geçindirdik. 149 - Sor onlara, kızları senin Efendine, erkekleri kendilerine mi ayırıyorlar?“ 150 - Yoksa melekleri, onların gözü önünde dişi olarak mı yarattık? 151 - Aslında onlar uydurdukları yüzünden diyorlar ki: 152 - “ALLAH doğurdu.” Onlar yalancıdırlar. 153 - Kızları erkeklere mi tercih etti? 154 - Size ne oldu, nasıl karar veriyorsunuz? 155 - Öğüt almaz mısınız? 156 - Yoksa apaçık bir delile mi sahipsiniz? 157 - Doğruysanız kitabınızı getirin. 158 - Hatta O’nunla cinler arasında bir akrabalık uydurdular. Halbuki cinler sorguya çekileceklerini bilirler. 159 - ALLAH onların yakıştırmalarından çok Yücedir. 160 - Kendilerini sadece ALLAH’a adayan kulları hariç. 161 - Siz ve hizmet etmekte olduklarınız, 162 - O’na karşı kimseyi saptıramazsınız. 163 - Ancak cehennemde yanacaklar hariç. 164 - Her birimizin belli bir görevi vardır. 165 - Biz, (O’nun emrinde) sıra sıra dizenleriz, 166 - Biz, anıp yüceltenleriz. 167 - Diyorlardı ki, 168 - “Yanımızda öncekilerden bir uyarı bulunsaydı“ 169 - “Kendimizi ALLAH’a adar, sadece O’na kul olurduk.” 170 - Böylece onu inkâr ettiler; ileride bilecekler. 171 - Elçilikle görevli kullarımız için söz verilmiştir. 172 - Onlar elbette zafere ulaşacaklar. 173 - Bizim ordumuz kesinlikle üstün gelecektir. 174 - Öyleyse bir süre için onlara aldırış etme. 175 - Onları seyret; onlar da görecekler. 176 - Azabımıza mı meydan okuyorlar? 177 - Yurtlarına inince uyarılanların sabahı ne kötü olur! 178 - Bir süreye kadar onlara aldırış etme. 179 - Onları gözle; onlar da görecekler. 180 - Üstünlük ve onurun sahibi olan Efendin, onların nitelemelerinden çok yücedir. 181 - Gönderilmiş elçilere selam olsun. 182 - Evrenlerin Rabbi olan ALLAH’a övgüler olsun.